Sizinde hayatınızda kancacılar var mı?
Benim var. Bunlar bir şekilde kancayı saplıyorlar. Bacağına, koluna, sırtına nereden yakalarsa.
Başta küçük küçük olduğu için pek anlamıyorsun. Senin ilginden, bilginden başlıyor beslenmeye. Hayatlarını kolaylaştırıyorsun, besliyorsun, düzenliyorsun, geliştiriyorsun, eğlendiriyorsun, bilgilendiriyorsun, yapamadıklarını daha doğrusu yapmak istemediklerini onun yerine yapıyorsun.
Biraz ürkütücü gelsede sevdiğim bir yer aslında. Çok iyiyim diyorum ne kadar çok iyiyim. Bazen aklıma yatmayan, hoşuma gitmeyen istekler geliyor kancacıdan, yapmayınca da kancayı bükmeye başlıyor, canımı yakıyor.
“Hey acıdı yapma” diyorum. “Ben senin için buradayım, zevk alıyorsun bak” demez mi? Haydaa.
Yoruldum ve canım acıyor..
Ben senin için buradayım. Seviyorsun her şeye rağmen kancayı, acıyı, problem çözebildiğini görmeyi, kendinden çok diğerini beslemeyi. Seviyorsun düzeltmeyi, herkesi ve her şeyi mükemmel görmeyi, “yapılmışı var” demeyi, “kısa yolu var boşuna boğuşma” demeyi, yapmamı bekleyemediğin için kendin yapıp vermeyi seviyorsun, izin veriyorsun, sınırlarını çizmiyorsun, beni yetersiz hissettirmek hoşuna gidiyor.
Gücüm yok.
Var var o kadar güçlü olmasan bu zamana kadar kancayı görmemezlikten gelmezdin. Ben şok.
Bilmeme rağmen görmemezlikten gelen kancalarımın kimini kırdım, kiminde de bacağımı kestim attım.
Kancacılardan şikayetim yok artık. Kancayı sevdiğim yerlere çalışmaya başladım.
Gücümden hep korktuğum bir yer de durdum. Kudretim öfke gibi görüldüğü için sustum.
Şimdi zamanı. Şimdi kancaları sevmemi çalışma zamanı.